-
1 moth-eaten
eski püskü -
2 shabby
eski püskü -
3 shabby
eski, yipranmis, eski püskü, pejmürde; kiliksiz, pejmürde; asagilik, adi, berbat, rezil -
4 алам-салам
eski püskü, pılı pırtı, çapul, çaput -
5 abgetragen
eski püsküeskimiş -
6 shabby
adj. eski püskü, yırtık pırtık, pejmürde, kılıksız, sefil, hırpani, cimri, eli sıkı* * *eski püskü* * *['ʃæbi]1) (looking old and worn: shabby curtains; shabby clothes.) eski püskü2) (wearing old or dirty clothes: a shabby old man; He used to be so smart but he looks shabby now.) kılıksız3) ((of behaviour) unworthy or mean: That was a shabby thing to do.) bayağı•- shabbily- shabbiness -
7 ветхий
köhne,eski püskü; çökkün* * *1) köhne; eski püskü, pejmürde ( об одежде)2) ( о человеке) tirit gibi, çökkün -
8 завалящий
tapon,işe yaramaz; eski püskü* * *прост.tapon ( плохой); işe yaramaz; iler tutar yeri kalmamış ( непригодный); eski püskü ( старый) -
9 рухлядь
ж, собир., разг.eskiler; pılı pırtılar, eski püskü eşya, kurada eşya -
10 хлам
м, собир.hırtı pırtı, kırık dökük (-ğü), eski püskü eşya -
11 ragged
adj. yırtık pırtık, lime lime, kırpık kırpık, pütürlü, düzensiz, pejmürde, bakımsız, dağınık, karman çorman, olmamış, eksik, cırlak, kulağı tırmalayan* * *1. alay et (v.) 2. eski püskü (adj.)* * *['ræɡid]1) (dressed in old, worn or torn clothing: a ragged beggar.) üstü başı yırtık, hırpanî2) (torn: ragged clothes.) yırtık pırtık, hırpanî3) (rough or uneven; not straight or smooth: a ragged edge.) pürüzlü, kaba -
12 raggedly
adverb eski püskü, yırtık pırtık -
13 rags
n. eski püskü giysiler* * *noun plural (old, worn or torn clothes: The beggar was dressed in rags.) yırtık pırtık elbise -
14 tatty
adj. yırtık pırtık, eski püskü————————n. serinlemek için asılan ıslak hasır* * *['tæti](shabby and untidy: tatty clothes.) bakımsız, pejmürde -
15 threadbare
adj. çok eskimiş, eski püskü, bayat, kabak tadı veren* * *yıpranmış* * *adjective ((of material) worn thin; shabby: a threadbare jacket.) incelmiş, eskimiş -
16 worn out
eskimiş, eski püskü, yıpranmış, işi bitmiş, bayat (espri), yorgun, bitkin, bitap* * *kullanarak eskit* * *1) (so damaged by use as to be unfit for further use: These shoes are worn out; a worn-out sweater.) eskimiş, yıpranmış2) (very tired: His wife is worn out after looking after the children.) çok yorulmuş, bitmiş -
17 moth eaten
adj. güve yemiş, eski püskü* * *güve yemiş -
18 dead wood
n. kuru dallar, kurumuş ağaçlar, eski püskü şeyler, ıvır zıvır, faydasız kimse, sürümü az mal -
19 gimcrackery
n. pılı pırtı, eski püskü şeyler -
20 gimcracks
n. pılı pırtı, eski püskü şeyler
- 1
- 2
См. также в других словарях:
eski püskü — sf. Çok eski, iyice eski Eski püskü paketin içinde ne olduğunu anladınız, değil mi? O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
eski — sf. 1) Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden? N. Ataç 2) Önceki, sabık Anlatışına bakılırsa eski kâtibe, şimdi fevkalade şık giyiniyormuş.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
JENDE — f. Yamalı, eski. * Eski püskü. Pejmürde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hırtı pırtı — is. Eski püskü veya işe yaramaz, değersiz eşya … Çağatay Osmanlı Sözlük
pejmürde — sf., Far. pijmurde 1) Eski püskü, yırtık 2) Dağınık, perişan Bütün kasaba ahalisi gibi bunun da üstü başı pejmürde idi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
pırpıt — sf., Rum. 1) Eski püskü, değersiz, işe yaramayan 2) is. El tezgâhında dokunmuş kaba yünlü 3) is. Pehlivanların güreşte kispet yerine giydikleri, kalın bezden yapılmış veya keçi kılından örülmüş don Bularak bir de pırpırta benzer dizlik... M. A.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yırtık pırtık — sf., ğı Parça parça olmuş, eskiyip parçalanmış, eski püskü … Çağatay Osmanlı Sözlük
HURDEVAT — f. Kırık dökük, eski püskü şeyler, öteberi. Hırdavat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük